Merhaba sinema avcıları! Bu yazıda, Jalmari Helander'ın yönettiği ve Fin tarihinin yaralarından doğan bir intikam öyküsü olan Sisu: Road to Revenge (Sisu 2) filmini inceliyoruz. İlk filmin devamı niteliğindeki bu tarihi aksiyon, ölçüsüz şiddet sahneleriyle dolu olsa da, hikaye anlamında neredeyse sıfır çekiyor. Bu boş ama hareketli deneyim, filme 10 üzerinden 5 puanımızı getiriyor.
Sisu: Road to Revenge Konusu: İmkansız Bir Kahramanın Son Savaşı
Film, efsanevi eski asker Aatami Korpi'nin (Jorma Tommila), savaşta ailesinin öldürüldüğü evini yıkıp başka bir yerde yeniden inşa etmek için geri dönüşünü anlatıyor. Ancak onu öldürmeye ant içmiş Kızıl Ordu komutanı (Stephen Lang) peşine düşer ve acımasız, ülke çapında bir kovalamaca başlar. Bu, akıl almaz ve abartılı aksiyon sekanslarıyla dolu bir ölüm kalım mücadelesidir.
Filmin Güçlü Yönü: Saf ve Absürt Aksiyon
- Kesintisiz Şiddet Şöleni: Filmin tek vaadi ve bir numaralı özelliği, neredeyse başından sonuna kadar kesintisiz devam eden aksiyon sahneleri. Tankların uçtuğu, inanılmaz atışların yapıldığı ve fizik kurallarının hiçe sayıldığı bu absürt sekanslar, eleştiriden uzak, saf bir aksiyon arayan izleyicileri tatmin edebilir.
- Tarihsel Bir Katarsis Aracı Olarak İntikam: Film, özünde Finlandiya'nın hem Nazi hem de Sovyet işgallerinden aldığı tarihsel travmaların bir katarsisi, bir "ekrandan intikam alma" fantezisi olarak okunabilir. Bu, filmin Finlandiyalı izleyiciler için taşıyabileceği duygusal bir alt metindir.
Filmin Zayıf Yönleri: Hikayesizlik ve Tekrara Düşme
- Neredeyse Sıfır Hikaye: İlk filmdeki "altın arayan bir madenci" gibi basit de olsa bir motivasyon varken, bu filmde hikaye neredeyse tamamen yok. Senaryo, sadece bir sonraki aksiyon sahnesine karakterleri taşımak için var gibi görünüyor. Bu durum, izleyiciyi karakterle veya olaylarla duygusal bir bağ kurmaktan tamamen alıkoyuyor.
- İlk Filmin Tekrarı ve Yaratıcılık Eksikliği: Sisu 2, ilk filmden neredeyse hiçbir yeni fikir veya sürpriz getirmiyor. "Ölümsüz kahraman çok sayıda düşmanı öldürür" formülü, aynen tekrarlanıyor. Hatta ilk yarıdaki aksiyonlar o kadar tanıdık ve yaratıcılıktan uzak ki, sıkıcı bile hale gelebiliyor.
- Absürtlüğün Sınırlarını Zorlamak: Bir tankın barikatın üzerinden atlaması gibi sahneler, kasıtlı bir B-film estetiği yaratmaya çalışsa da, bazı izleyiciler için aşırı saçma ve izlenmesi zor hale gelebilir.
Seyirci ve Eleştirmen Görüşleri
Film, eleştirmenler ve izleyiciler arasında bir uçuruma tanık oluyor. Rotten Tomatoes'ta %95 gibi olağanüstü bir eleştirmen puanı alan film, IMDb'de 12.000 kullanıcıdan 7/10 ve %88 seyirci puanı aldı. Bu, aksiyonun hedef kitlesi tarafından beğenildiğini, ancak genel izleyici kitlesinin daha temkinli olduğunu gösteriyor. 12.2 milyon dolarlık bütçesine karşı 9.5 milyon dolar gişe hasılatı, ilk filmin gişe başarısını yakalayamadığını ortaya koyuyor.
Sonuç: İzlemeli misiniz?
Sisu: Road to Revenge, sadece ve sadece kafa dağıtmak, düşünmeden izlenebilecek, abartılı ve kanlı aksiyon sahneleri arayan izleyiciler için bir seçenek. John Wick serisinin şiddet koreografisini seven ancak onun stilize dünyası yerine, daha ham ve tarihsel bir arka plan isteyenler, bu filmde aradıklarını bulabilir.
Ancak, derin bir hikaye, karakter gelişimi veya anlamlı bir anlatı arıyorsanız, bu film sizin için tam bir hayal kırıklığı olacaktır. Hatta ilk filmi izleyip beğendiyseniz bile, bu devam filminin size yeni hiçbir şey sunmadığını göreceksiniz.
Eğer siz de absürtlüğün sınırlarında dolaşan, bol patlamalı ve az diyaloglu bir "akşamlık" film arıyorsanız, Sisu 2 sizi kısa süreliğine eğlendirebilir. Ama unutmayın, bu yolculuğun sonunda anlam veya tatmin değil, sadece geçici bir aksiyon adrenalini bulacaksınız.
Peki ya siz? Sisu: Road to Revenge'i izlediniz mi? Sizce saf aksiyon, bir film için yeterli midir? Yorumlarda düşüncelerinizi paylaşın! Ayrıca, bana önerebileceğiniz, aksiyonu ve hikayeyi daha dengeli harmanlayan intikam filmleri var mı? Bir sonraki avımız için önerilerinizi bekliyorum!



Hiç yorum yok:
Yorum Gönder