Merhaba sinema avcıları! Bu yazıda, Luca Guadagnino'nun yönettiği ve akademik dünyanın perde arkasını mercek altına alan After the Hunt filmini inceliyoruz. Julia Roberts ve Andrew Garfield'ın başrolde olduğu bu psikolojik gerilim, izleyiciyi yavaş tempolu ama sarsıcı bir yolculuğa çıkarıyor. Filmin bu zorlu ama derin anlatımı, onu 10 üzerinden 6 puanımızla orta seviyede bir deneyim haline getiriyor.
After the Hunt Konusu: Gerçek, Yalan ve Akademik İktidar
Film, saygın bir Yale felsefe profesörü olan Alma Imhoff'ın (Julia Roberts) hikayesini anlatıyor. Alma'nın hayatı, en başarılı öğrencisi Maggie Resnick'in (Ayo Edebiri), yakın meslektaşı Profesör Hank Gibson'ı (Andrew Garfield) tecavüzle suçlamasıyla altüst olur. Alma, bu iddianın yarattığı dalgalanmalarla boğuşurken, kendi evliliği ve geçmişindeki karanlık bir sır, her şeyi parçalama tehdidi taşır.
Filmin Güçlü Yönleri: Oyunculuk ve Akademik Gerçeklik
- Julia Roberts ve Andrew Garfield'dan Güçlü Performanslar: Her iki oyuncu da karakterlerinin karmaşıklığını başarıyla yansıtıyor. Ancak Michael Stuhlbarg'ın, Alma'nın psikiyatrist kocası rolündeki performansı adeta sahneleri çalıyor.
- Üniversitenin Perde Arkasına Nadir Bir Bakış: Film, akademik dünyanın dışarıdan göründüğü gibi olmadığını cesurca gösteriyor. Ahlak dersi veren profesörlerin yalan söyleyebildiği, entrikalar çevirebildiği gerçeği, filmin en çarpıcı yanlarından biri.
- Felsefi Diyalogların Gerilimi: Alma'nın öğrencileriyle "Öteki" kavramı üzerine yaşadığı tartışma, filmin en dikkat çeken sahnelerinden. Üniversite deneyimi olan izleyicilerin kendilerinden bir şeyler bulabileceği, gerilim dolu bir an.
Filmin Zayıf Yönleri: Yavaşlık ve Hedef Kitlenin Sınırlılığı
- Zorlu Bir İlk Yarı: Filmin ilk 30 dakikası, aşırı yavaş temposu ve anlamı izleyiciye ulaşmayan diyaloglarıyla gerçek bir sabır testi. Neredeyse izlemeyi bırakma noktasına getiren bu bölüm, birçok izleyiciyi kaybedebilir.
- Niş Bir İlgi Alanı: Üniversite yaşamına ve felsefi tartışmalara yabancı olan izleyiciler, filmdeki diyalogların ve sahnelerin çoğunu sıkıcı bulabilir. Film, ancak belirli bir kesimle derin bir bağ kurabiliyor.
- Geciken Doruk Noktası: Filmin tanıtımlarda vurgulanan "karanlık sır" ancak 1,5 saat sonra ortaya çıkıyor. Bu gecikme, sabrı zorlayan bir yapı oluşturuyor.
Seyirci ve Eleştirmen Görüşleri
Film, hem eleştirmenler hem de izleyiciler tarafından hayal kırıklığına uğratmış görünüyor. IMDb'de 11.000 kullanıcıdan 5.9/10 ve Rotten Tomatoes'ta %37 eleştirmen puanı alan film, 70-80 milyon dolarlık bütçesine karşı sadece 9,3 milyon dolar gişe hasılatıyla ticari bir başarısızlık yaşadı.
Sonuç: İzlemeli misiniz?
After the Hunt, her izleyiciye hitap etmeyen, seçkin bir film. Eğer siz de Oscar'lı Spotlight filminin araştırmacı gazetecilik temposunu veya The Chair dizisinin akademik arka planını seven bir izleyiciyseniz, bu filmde kendinizden parçalar bulabilirsiniz.
Ancak, hızlı tempolu bir psikolojik gerilim bekliyorsanız, bu film sizi hayal kırıklığına uğratacaktır. After the Hunt, ancak sabırlı izleyicilerin, güçlü oyunculuklar ve akademik dünyanın karanlık yüzüne dair ilginç bir bakış açısı için katlanabileceği bir deneyim.
Peki ya siz? After the Hunt'ı izlediniz mi? Sizce akademik gerilimler etkili bir şekilde işlenmiş miydi? Yorumlarda düşüncelerinizi paylaşın! Ayrıca, bana önerebileceğiniz, üniversite temalı veya daha iyi tempo sunan psikolojik gerilim filmleri var mı? Bir sonraki avımız için önerilerinizi bekliyorum!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder